2008’de Iron Man ile hayatımıza giren Marvel Sinematik Evreni bize sırasıyla Hulk, Thor ve Captain America’yı da tanıtarak 2012’de olağanüstü insanları bir araya getirmeye dayanan Yenilmezler “Avengers” ekibiyle tanıştırdı.
Benim yaşıtlarım için oldukça yeni, büyüklerim için ise bambaşka boyutta bir deneyimdi.
Karakterleri sevdik, benimsedik.
Black Widow pozunu hangimiz denemedik?
Elimize geçen minderleri kalkan gibi kullanıp, aklımıza kazınan sahneleri yeni baştan canlandırdık.
Bizlerle birlikte hikâye de büyümeye başladı.
Yeni kahramanlar ve kötüler beyaz perdede tüm ilgimizi yakalamayı başardı.
Sevdiğimiz karakterler kıyafetlerimizi, defterlerimizi ve kitaplıklarımızı doldurdu.
Yurt dışında halihazırda yükselişe geçmiş olan çizgi roman sektörü Türkiye’de de altın çağını yaşamaya başladı.
“Avengers Dağıldı” hikayesi ile başlayan bir tarih okunabilir hale geldi dilimizde. Ancak hikayelerinin okunmasını bekleyen bir ekip daha vardı arka planda. Son hikayelerinin üzerinden seneler geçmişti. Türk okurunun ise tanışması için daha uzun bir vakit vardı!
***
Sene 2014.
Çantamızda patlamış mısırımız ve içeceğimiz ile bizlere yabancı bir ekibi izlemeye gidiyoruz.
Yenilmezler ekibine göre çok daha eğlenceli ve renkli.
Üstünkörü bilgim ile ekibin hikayesini evrene dahil etmeye çalışıyorum.
Bir Marvel filmi ama içinde herhangi bir Yenilmezler üyesi yok.
Ön yargılar ve soru işaretleri ile salonda yerimizi alıyoruz. Başlık çıktığında çoktan filme bağlanmıştık bile. Bir grup haydut, kaçak, ödül avcısı. Ne olduklarını tarif edebilecek onlarca sözcük bulunabilir.
Ancak onlar Galaksinin Koruyucuları “Guardians of the Galaxy”.
Ekiplerinde ne bir tanrı ne de binaları tek yumrukta yıkabilen bir bilim insanı.
Sadece efsanevi bir lord, evrenin en tehlikeli kadını, yok edici, mucit bir rakun ve onun konuşan ağaç arkadaşı.
Kulağa ne kadar tuhaf geliyorsa ondan çok daha fazlası!
Film boyunca ekip üyelerinin birbirlerine bıçak doğrultmalarından, arkalarını kollamaya kadar gelen ilişki gelişimlerini izledik.
Kendisine değer vermeyen karakterlerin nasıl başkaları tarafından sevilebileceği ile kalplerimiz eridi. Yenilmezler ekibi arkadaşlarsa eğer, Koruyucular aile oldular.
Kendi aralarında didişmeye devam etseler bile, birlikte evreni kurtarmayı başardılar.
Böylece unutulmaya yüz tutmuş ekibin yüzü, James Gunn sayesinde bir kez daha güldü.
Zamanında Marvel’in en popüler yazarlarından biri olan Brian Michael Bendis filmdeki ekibin dinamiğine yakın bir seriye başladı.
Yenilmezler’e olan ilgi azalmadı ancak yanlarında artık bir ekip daha vardı.
Uzaylı kökenlerine rağmen daha bizden biri olan karakterler duvarlarımızı, kupalarımızı kaplamış oldu ve zamanında çığır açan Walkman’e olan ilgimiz tüm teknolojik gelişmelere rağmen yeniden arttı.
***
Sene 2017.
Aradan geçen 3 senede Sinematik evren hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu.
Her filmi sinemada izledik, bir sonraki filmin çıkışını heyecanla bekler hale geldik.
Ant-Man, Doctor Strange, Ultron ve niceleri izleyici ile buluştu.
Yenilmez ekibi ikiye ayrıldı.
Mistik varlıklar planlarında başarısız oldu.
Karıncalar dünyayı kurtardı.
Sıra geldi bir kez daha tüm galaksinin kurtarılmasına.
Galaksinin Koruyucuları ikinci kez beyaz perdede karşımıza çıktı. Bu üç senede gerçekleşen hikayelerden hiç etkilenmeden görevlerinin başındalar.
Dünya onlar için savunulması gereken onlarca gezegenden sadece biri.
Bu sefer Gunn karşımıza daha duygusal bir hikâye ile çıkıyor.
Kavga eden kız kardeşlerin birbirlerine olan gerçek hisleri, seneler sonra bir araya gelen baba oğulun karanlık arka planı, kurulan dostluklar ve bir kez daha birbirleri ile sürekli tartışsalar da hala aile olan bir ekip.
Ve tabii ki hepimizin gözdesi bebek Groot.
Hikâyenin kötüsü ise o zamana kadar ki en güçlü Marvel kötülerinden biri.
Yaşayan gezegen EGO.
Evet filmin kötüsü bilinç sahibi olan bir gezegen.
Kendisi Göksel Varlık olarak gösterildi ve Sinematik Evrenin kozmik varlıkları tam anlamıyla tanıtılmış oldu.
Seneler sonra Göksel Varlıkların hikayesi “Eternals” filmi ile daha da genişletilecekti. Sinematik evrenin ilk ve döneminin tek kozmik hikayesi olan Koruyucular günümüzde izlediğimiz ve izleyeceğimiz birçok hikâye için temel atmış oldu.
Bir kez daha aile bir araya geldi, fedakarlıklar yapıldı ve evren kurtarıldı. Sylvester Stallone ve nice diğer oyuncu çizgi romanlardaki orijinal Koruyucuları canlandırarak Marvel Sinematik Evren’inin parçası oldular. Meşhur “yazılardan sonraki sahne” ile evrene Adam Warlock karakterinin katılacağı gösterildi.
Tüm bu olaylardan sonra ekibin başından çok fazla olay geçti.
Arkadaşlarını kaybettiler, toza dönüştüler, geri dönüp bir kez daha galaksiyi kurtardılar ve kaybettikleri bir arkadaşlarının beklenmeyen dönüşü ile arayışa çıktılar.
***
Günümüzde ise bekleyiş yavaş yavaş sona eriyor.
Mayıs’ın beşinde Koruyucular son filmleri ile karşımıza çıkacak.
Yönetmen James Gunn’ın birkaç sene önce yaptığı açıklama ile “bu” ekibin hikayesi son bulacak.
Bu açıklamanın altında yatan detayları tahmin edemiyoruz.
Yeni bir ekip mi kurulacak?
Yoksa Galaksi koruyucularını tamamen kayıp mı edecek?
Tüm bu soruların cevapları için iki ay kadar daha beklememiz gerekecek.
Filmin fragmanları ilk iki filme göre karanlık bir atmosfer sunuyor.
Senelerdir beklenen Warlock, ekibin karşısına çıkıyor.
Bir yandan ise yeni kötümüz, High Evolutionary üzerinde genetik mühendislik oynadığı yaratıkları ile Sinematik Evrendeki yerini alıyor.
Filmin nasıl bir hikâyeye sahip olacağı, hangi karakterlere veda edeceğimizi, ekibin geleceğinin ne olacağını söylemek çok zor.
Şu an için tek yapabileceğimiz heyecanla Mayıs’ın beşini beklemek olacak gibi görünüyor.
O zamana kadar eski filmleri izleyerek anılarımızı tazeleyebilir ve son film için kendimizi hazırlayabiliriz.
Unutmayın ki bir kez Koruyucu olan, her zaman Koruyucu kalır.
Yeniden görüşmek üzere.
Yorum Yazın
Facebook Yorum